Bugün, Tanrı'nın sizin için en iyisi olduğunda size cevap vereceğini düşünün.

İsa, Şabat Günü bir sinagogda ders verdi. Ve on sekiz yıldır bir ruh tarafından felç edilmiş bir kadın vardı; o eğilmişti, tamamen dik duramıyordu. İsa onu görünce onu aradı ve şöyle dedi: "Kadın, hastalıklarından kurtuldun." Ellerini ona koydu ve hemen ayağa kalktı ve Tanrı'yı ​​yüceltti. Luka 13: 10-13

İsa'nın her mucizesi, kesinlikle iyileşmiş kişiye karşı bir sevgi eylemidir. Bu hikayede bu kadın on sekiz yıldır acı çekiyor ve İsa şefkatini ona şifa vererek gösteriyor. Ve doğrudan onun için açık bir aşk eylemi olsa da, hikayede bizim için bir ders olarak çok daha fazlası var.

Bu hikayeden çıkarabileceğimiz bir mesaj, İsa'nın kendi inisiyatifiyle iyileştirdiği gerçeğinden gelir. İyileştirilenin isteği ve duasıyla bazı mucizeler yapılsa da, bu mucize sadece İsa'nın iyiliği ve O'nun şefkatiyle gerçekleşir. Görünüşe göre bu kadın bir şifa istemiyordu, ancak İsa onu görünce yüreği ona döndü ve onu iyileştirdi.

Yani o bizimle birlikte, İsa ona sormadan önce neye ihtiyacımız olduğunu biliyor. Görevimiz O'na her zaman sadık kalmak ve sadakatimizle ihtiyacımız olanı biz daha istemeden bize vereceğini bilmektir.

İkinci bir mesaj, bu kadının iyileştikten sonra "ayağa kalktığı" gerçeğinden geliyor. Bu, zarafetin bize ne yaptığına dair sembolik bir imge. Tanrı hayatımıza girdiğinde, tabiri caizse ayakta durabiliriz. Yeni bir güven ve haysiyetle yürüyebiliyoruz. Kim olduğumuzu keşfederiz ve O'nun lütfunda özgürce yaşarız.

Bugün bu iki gerçek üzerinde düşünün. Tanrı her ihtiyacınızı bilir ve sizin için en uygun olan zamanda bu ihtiyaçlara cevap verecektir. Ayrıca, size lütfunu verdiğinde, oğlu veya kızı gibi tam bir güven içinde yaşamanıza izin verecektir.

Tanrım, Sana teslim oluyorum ve bol merhametine güveniyorum. Hayatımın her günü tam bir güvenle yürümeme izin vereceğine inanıyorum. İsa sana inanıyorum.